“Akıllı Şirket-5”
Bir sayılık bir aradan sonra yine beraberiz. Burada hep şirketlerin yaşamlarındaki değişimden bahsederken Nisan ayı da benim hayatımda en köklü değişime sahne oldu. Kızım Zeynep dünyaya geldi. Dolayısı ile haklı bir sebeple verdiğimiz bir aradan sonra ‘Akıllı Şirket’ler konusuna devam ediyoruz. Başarılı şirketlerin olmazsa olmazlarından sonra teknoloji konusundaki temel adımlara geçmiş, öncelikle bilgisayar kullanma ve bunları birbirleri ile konuşturup, bilgiyi paylaşma ve şirket hafızasını meydana getirme aşaması ile başlamıştık. Sonra da artık bunları sadece şirket içinde birbiri ile konuşturmak yetmez, dünyanın geri kalanına bağlanmanız lazım, bunun da yolu güçlü ve hızlı bir Internet bağlantısıdır demiştik. Bundan sonra iş yapma biçimi, kalitesi ve verimliliği açısından çok kritik gördüğüm iş çözümü yazılımı yatırımına değinmiş ve son olarak da E-Ticaret adımını işlemeye başlamıştık. Bu konuda daha çok büyük kurumsal pazardaki gelişmelerden bahsetmiş ve aşağıdaki konuyu da bu yazıya bırakmıştık:
Küçük ve Orta Boy Şirketlerde E- Ticaret
Biz Bilişim sektörünün sorunlarından biri de zaten ifade edilmesi zor konuları ciddi şekilde kompleks hale getirerek anlatmaya çalışmamız. Bu konuda en beğendiğim tespitlerden birini geçenlerde düzenlenen Forum Istanbul’da konuşan Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus yaptı ve E-Devlet, Yeni Ekonomi gibi içini doldurmadığımız zaman boş bir sanrı halini alabilecek kavramlardan kaçınmalıyız, bu tip terminoloji kullanımı yerine somut noktalara odaklanmalıyız gibi bir saptama yaptı. Basitçe Internet’i salt bir iletişim platformu olmaktan çıkarıp, iş akışımızın bir parçası haline getirerek, Internet’de aktif iş yapmayı da E-Ticaret diye ifade edince bir anda korkutucu bir hal alıyor. Bir ‘E’ takısı konuyu sanki günlük yaşamla ilgisi yokmuş ve ancak ulvi konularla ilgilenenlerin anlayabileceği bir meseleymiş haline sokabiliyor.
Oysa konu basit ve artık basit olduğu kadar da gerekli. Her gün milyonlarca, milyarca kişinin dolayısı ile müşterinin (kurumsal müşterilerinde kişilerden oluştuğunu unutmayalım) buluştuğu bir ortam var ise, bu ortamda iş yapılmaya başlanması kaçınılmaz bir olgu. Üstelik işin güzel tarafi bu daha önceki bir takım teknolojik gelişmeler gibi sadece büyük bütçelere değil, eşit miktarda hatta daha fazla doğru vizyon ve iş düşüncesine bağlı. Geçen sayıda Dünya’dan ve Türkiye’den büyük kurumlara ilişkin örneklerden bahsettik, sıra geldi KOBİ’lerin Türkiye’de bu konuda ne yaptığına ve neler yapabileceğine.
İşim gereği birçok KOBİ ile görüşüyor ve değişik şehirlerde bulunuyorum. Bunlardan birinde Kayseri’de son derece modern bir matbaayı gezme olanağına sahip oldum. Bu matbaa sadece kendi işi ile ilgili en iyi makineleri kullanmıyor, teknoloji ve Internet’den de son derece akıllıca yararlanıyordu. Sadece Kayseri’ye mi çalışıyorsunuz, çevre illere de iş yapıyor musunuz diye sorunca bilin bakalım nasıl bir yanıt aldım? İşin yurt dışı eğitimli patronu ” Ciddi şekilde ABD ye çalışıyoruz” dedi. Peki bu iş nasıl oluyor deyince; “Siparişi Internet’den alıyoruz, tasarım süreci boyunca e-posta ile haberleşiyoruz, kullandığımız bir yazılım sayesinde ön onay için bitmiş tasarımları Internet üzerinden paylaşıyoruz, müşteri olurunu bu ortamda alıyoruz ve malları kargo ile ABD’ye yolluyoruz” diye izah etti. Kayseri’den ABD’ye matbaa hizmetleri ihracatı, Internet’le… Peki bu iş için korkunç bilgi ve iletişim teknolojisi yatırımları mı yapıldı? Hayır.
Konu ilginç ve önemli kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın…