Geniş Aile
Yazı tarihlerinden de anlaşılabileceği gibi ancak Pazar akşamları vakit bulabiliyorum yazmaya. Bugün annem, babam, kardeşim, eşi ve oğlanlar (Bora ve Efe) bizdeydiler. Zeynep artık 4 yaşına yaklaşan bir erkek fatma olduğu için, oğlanlarla bir erkek çocuğunu aratmayacak sertlikte ve hareketlilikte oynuyor. Bu sefer 6 aylık Yaso ile de yavaş, yavaş ilişki kurmaya başladılar. Tabii ilgilerini devamlı döngü içeren bir sistemle Yaso’dan eksiltmeyen büyüklerin üzerine. Çocukların birbiri ile oynamaları, Yaso’nun yavaş, yavaş iletişimin bir parçası olması ve evdeki harala güreleye baktım da, aklıma bir süre önce okuduğum bir kitap ve oradaki bir bölüm geldi.
Kitap Kurt Vonnegut’un “A Man Without a Country” adlı kitabı. Yazarın biyografisi diyebileceğimiz kitapta, günümüzün modern yaşamında ortadan kaybolmuş bir değerden, ‘Geniş Aile’ den bahsediliyor. Yazar kitabın bir bölümünde anne, baba ve çocuklardan oluşan birimin bir aile olmadığını, yalnızca ayakta kalmaya yarayacak bir birliktelik olduğunu söylüyor. Bir dönemde Nijerya’da tanıştığı bir adamın bebeği için yapılan bir töreni ve geniş bir kalabalığın ilgisine mazhar olan bebeğin nasıl mutlu olduğunu anlatıyor. Ve soruyor ‘ O bebeğin yerinde olmak istemez miydiniz?’. Ben bu cümleyi okuduğumda o ortamdaki sıcaklığı ve sevgiyi hissettim ve o bebeğin yerinde olmak istedim… Modern kentli yaşamda, yalnızlığımız her gün artarken geniş aileyi ve onlarla iletişimi bir şekilde korumak lazım galiba, tabii sıcaklık ve sevgi önemliyse…