Nasıl bir Türkiye?
Herhalde bu soruya sorulan kişi sayısı kadar değişik yanıt alıyor olmak hiçbirimizi.şaşırtmaz. Milli Takımlar Teknik Direktörümüzün de belirttiği gibi 70 milyon adet teknik direktöre sahip olduğumuz bir ülkede, nasıl bir gelecek hayal ettiğimiz konusunda da çeşitlilik olması kaçınılmaz. Ben kendi adıma bireysel özgürlükleri genişleten ve koruyan, ekonomisini güçlendiren, dünyaya açılmaya devam eden, eğitim kalitesini ve üretkenliğini arttıran, özet olarak bireyi, şirketi ve devleti ile daha iyiye giden bir Türkiye hayal ediyorum. Bu bakış yeni bir görevle başına atandığım HP’nin bakışı ile de örtüşüyor. Sahip olduğumuz 9 kurumsal ilkenin en önemlilerinden biri ‘Kurumsal Vatandaşlık’ anlayışı olduğuna göre, biz burada Türkiye’nin daha iyiye gitmesi için varız.
Peki bunu nasıl yapacağız, HP bu konuda nasıl bir rol oynayabilir? Herhalde içinde bulunduğumuz çağda devletin etkinliğini, şirketlerin üretkenliğini ve bireylerin yaşam kalitesini arttırmada teknolojinin oynadığı ve oynamaya devam edeceği rol inkar edilemez. İşte biz de HP olarak bu noktada devreye girdiğimize inanıyoruz. Geliştirdiğimiz teknolojiler, ülkedeki güçlü organizasyonumuz ve etrafımızda teknoloji dünyasının en geniş ve en güçlü yerel ekosistemi ile Türkiye’nin bu yolculuğuna katkıda bulunabilmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Organize olma biçimimiz aslında odaklandığımız konuları da ortaya koyuyor. Kişisel teknoloji alanında hala en güçlü trendin mobil yaşam ve iş, yani mobil teknoloji ve iletişim kullanımı olduğuna inanıyoruz. Bu konuda taşınabilir bilgisayarlardaki liderliğimizin yanısıra, akıllı telefon (aslında bir başka bakış açısı ile çok kolayca taşınabilir telefon) alanındaki yatırımlarımızı sürdürüyor, mobil iletişim şirketleri ile işbirliğimizi arttırıyoruz.
Bir taraftan yeni nesil Internet’in yükselişini gözlüyor, eskiden bir haberleşme, bilgi alma platformu olan ortamın nasıl hızla paralel bir dünyaya doğru evrildiğini gözlemliyoruz. Bu paralel dünyada, fiziksel dünyada yaptığımız bir çok işleme ihtiyaç duyduğumuzu görüyor ve bu nedenle Internet üzerinden baskı hizmetleri trendine odaklanıyoruz. Baskı ve Görüntüleme grubumuz bu bakışla Snapfish gibi bir şirketi satın alıyor ve Internet üzerinden baskı hizmetlerini global bir ölçeğe yayma planlarını uyguluyor. Bunun yanısıra renklenen dünyamızda, renkli baskı gereksinimlerinin büyüdüğünü görüyor, hem donanım, hem de mürekkep konusundaki Ar-Ge faaliyetlerimizi hızlandırıyoruz.
İşin şirket ve devlet tarafında esas olan etkinlik ve üretkenlik. Değişen dünyamızda hem vatandaşa hizmet anlayışı, hem de devletten beklenen hız ve esneklik seviyesi de değişiyor. İşin şirketler tarafında nasıl bir rekabet dünyasının varolduğu ve ayakta kalmak için ne kadar güçlü ve ne kadar hızlı olunması gerektiği ise malumu ilan etmekten başka bir anlam taşımıyor. Bu noktada hem özel, hem de kamu kurumlarının son derece çevik bir teknoloji altyapısına sahip olmaları gerektiğine inanıyoruz. Bu altyapının donanım, yazılım, destek, katma değerli servisler, veri merkezleri kurulumu ve işletilmesi, vs. gibi bir çok boyutu var. Tüm bu boyutları kapsayan bir toplam çözüm anlayışını, güçlü bir kadro ve güçlü bir ekosistem ile pazara götürüyoruz.
Bu çevik altyapı konusunda HP olarak en önemli öğrenimi aslında kendi uygulamamızdan edinmiş bulunmaktayız. CIO’muz Randy Mott’un yönetiminde son 2 yılda HP olarak global veri merkezi sayımızı 86’dan 4’e indirmiş durumdayız. Bunu yaparken yaklaşık 1000 adet değişik uygulamayı da ortadan kaldırmış, ciddi bir verimlilik sağlamış haldeyiz. Tüm bunların üstünde en son teknolojiyi kullandığımız bu veri merkezlerinde dünyanın en akut problemlerinden biri olan ‘Çevrenin Korunması’ konusuna da bir yanıt oluşturmaya çalıştık. Bu noktadan sonra ‘Yeşil Teknoloji’ hem kendi odaklılığımız olmaya devam edecek, hem de Türkiye’de ki müşterilerimizin bu konudaki gereksinimlerine yanıt veriyor olacağız.
Kısaca biz daha iyi bir Türkiye hayal ediyor, bunun içinde teknolojimiz ile devletin etkinliğine, şirketlerin üretkenliğine ve bireylerin yaşam kalitesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz.