Rekabet ve Pazarlama
Geçen sayıda bir çok konuda en etkin araç, verimlilik arttırıcı en önemli kaldıraç olan teknolojinin neleri yapamayacağı üzerinde durmuştuk. Bundan bahsederken de kaliteli insan kaynağının, bilgi ve becerinin bir şirketin başarısına neler katabileceğini de aynı anda işlemiş olduk. Bu sayıda günümüzdeki inanılmaz rekabet ortamı ve bu ortamın gereği olarak sizinle aynı işi yapan çok sayıda firmadan farklılaşma gereği için elzem olan pazarlama bilgi ve becerisine değinmek istiyorum.
Nasıl bir pazarlama anlayışınız var? Sıcak satış dışında herhangi bir konuyu pazarlama kavramının içerisinde görüyormusunuz? Pazarlama konusuna odaklı bir ya da daha çok çalışanınız var mı? Ya da pazarlama konusunda bir 3. parti ile çalışıyor, hizmet alıyor musunuz? Tüm bu sorulara olumsuz yanıt veriyorsanız ve gerek lokal, gerek global rekabette bir yerlere gelmek niyetindeyseniz pazarlama anlayışı ve uygulamaları alanında acilen adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum.
Şöyle bir etrafınıza bakın. Yakınınızda veya uzağınızda sizinle aynı işi yapanlar kimler? Ürettiğiniz ürün veya hizmetler arasında nasıl farklılıklar var? Yok mu? Siz neden ve nasıl tercih edilecek, başka bir deyişle nasıl ayakta kalacaksınız? Siz, çalışanlarınız ve tabii daha önemlisi müşterileriniz sizin avantajlarınız, farklılıklarınız konusunda net yanıtlara sahipler mi, yoksa bu konuda kafaları karışık mı? Sizin neden tercih edildiğiniz sorusu konusunda kafasında soru işaretleri olan bir müşterinin size ne kadar sadık olduğunu düşünüyorsunuz? Sadık müşterileri elinizde tutmazsanız karlılığınızı nasıl koruyacak, arttıracaksanız?
Tüm bu sorularda gösteriyor ki pazarlama firmanın ve ürün veya hizmetlerinin bir kimlik kazanması ile başlıyor. Bu da sizin, yani karar vericilerin nasıl bir kimliğe sahip olmayı istediği, planladığı ve bunun için neler yaptığı ile doğru orantılı şekilde gelişiyor. Buna genel itibari ile şirket/ marka konumlanması da diyebiliriz. Yani sizin logonuzu gören, bir ürün veya hizmetiniz ile karşılaşanların aklında sizinle ilgili canlanmasını istediğiniz algının yaratılması gerekiyor. Bu algı konusunda sizin stratejinize bağlı olarak değişik noktalar hedeflenebilir. Hesaplı ama sizi üzmeyecek kalitede, size asla yalan söylemeyecek güvenilirlikte, pahalı ama bunu hakeden kalitede, hep en uygun fiyatı sunacak yalınlık ve verimlilikte, gelenekleri nedeni ile bu konuda en üst düzey uzmanlıkta, vb. konumlanmaları seçebilir ve sonra da bu konumlanmayı hayata geçirmek için eksik olan adımları atmaya başlayabilirsiniz.
Yukarıdaki paragrafta kısaca ortaya koymaya çalıştığım konu hakikaten de pazarlama faaliyetlerinin ana platformunu, ana hareket noktasını oluşturuyor. Bir diğer bakış açısıyla da ağırlıklı bir iletişim bilimi olarak bakılan pazarlamada eğer şirketiniz, markanız ile ilgili bir hikaye anlatacaksınız bu hikayenin kendini dinletebilmesi, onca hikaye arasından sıyrılıp kendini seçtirebilmesi gerekiyor. Konunun önemi pazarlamanın anavatanı ABD de bu konu etrafındaki yayın, uzmanlık vs ile net şekilde ortaya konuyor. En önemli pazarlama gurularından ve Differentiate or Die (Farklılaş ya da Yok Ol) kitabının ve anlayışının yaratıcılarından Jack Trout neredeyse kariyerini bu konuya vakfedebiliyor.
Bu sayıda tamamı içinde rahatlıkla kaybolunabilecek bir derya olan pazarlama konusuna makro bir giriş yaptık. Bir sonraki sayıda bu konuda ilerlemeye devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın…