Dokun Onlara
Galiba Almodovar’ındı film. “Hable con Ella”, Konuş Onunla. Ordan aklıma geldi. Burdan hangi konuya geçeceksin dediğinizi duyar gibiyim. Yok, film eleştirisi yazmayacağım. İnandığım liderlik biçiminden bahsedeceğim. Dolaşarak ve dokunarak yönetim. Yaklaşık 12 yıldır çalıştığım şirketin MBA programlarına girmiş bir yönetim felsefesi var (HP Way). Bu felsefenin en önemli bileşenlerinden biri dolaşarak yönetim (Management by Wandering Around). Yani tarzı ben keşfetmedim, öğrettiler. Ama ben de çok kucak açtım, benimsedim. Ana felsefe cephede askerlerle beraber olmak, aynı havayı solumak, omuz omuza sahada neler döndüğünü anlamak, hissetmek. Bunun için temel gereklilik kendi köşenden, ofisinden kendini dışarı atmak, şirketin koridorlarını arşınlamak. Yapay olmayan, samimi bir merakla çalışanlarla konuşmak, sohbet etmek. Bu sohbetler benim diyen anketden, analizden, toplantıdan daha değerli. Antenler açık bir şekilde sadece dinlememek aynı zamanda da gözlemek. Bu sohbetlerden, ayaküstü konuşmalardan neler çıkıyor, neler. Kritik aksiyonlar, gizli liderler, acil değiştirilmesi gereken uygulamalar, vs, vs.
İnsanlar ilk başta kendilerini açamıyor, tutuk davranıyorlar. Ama zaman içerisinde onlar da rahatlıyor ve paylaşmaya başlıyorlar. Şirketin Derin Organizasyonuna tam giriş. Yani şirketde işler aslında nasıl dönüyor, bilgi nasıl oluşuyor ve dağılıyor, kağıt üzerinde güzel gözüken iş akışları gerçek hayatta nasıl akıyor, tüm bunlar yavaş, yavaş malum oluyor, perdeler kalkmaya başlıyor. Kullanmasını bilen Lider için büyük güç. Bedeli açık olmak ve çalışanlara dokunmak için düzenli zaman ayırmak, hiç bir fırsatı kaçırmamak. Tahtından inmiş, statüsünü tahtında bırakmış, gerçeklik ile ilişki kurma konusunda samimi bir karar verici, sürükleyici. Zorlukları var mı, var. Ama zorluklarına değer.
Daha önce yazdığım Organizasyonların Çakraları açısından da dolaşarak ve dokunarak yönetim çok kritik. Kağıt üzerindeki yapıyı değil de, gerçek hayattaki yapıyı anladıkça iletişim nerde tıkanıyor, enerji nerde bloke oluyor, çakraların hangisinde problem var anlıyorsun. Liderin işi zaten çakraları açmak, geri kalanını organizasyon hallediyor. Bunu değil de sınırlı sayıda yönetici ile teması, kağıt üzerindeki yapıyı gerçek hayat zannetmeyi tercih edersen işin zor. Bir yöne gidiyorum zannederken, bambaşka bir noktada uyanabilirsin.